AYM, Turkcell’e yönelik ifade özgürlüğü ihlali kararı verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), Ensar Vakfı’na sponsor olan Turkcell’e yönelik sosyal medyadan “Pedofili destekçisi ve sansürcü” ifadesini paylaşan vatandaşın, şirketin açtığı davada 500 TL manevi tazminat ödemesini “ifade özgürlüğünün ihlali” olarak niteledi. İhlal kararı 3’e karşı 7 oyla alındı.

AYM, 2016’da çocukların cinsel istismara maruz bırakıldığı Ensar Vakfı’na sponsor olan Turkcell’e yönelik bir yurttaşın sosyal medyadan yaptığı “Pedofili destekçisi ve sansürcü” paylaşımını ifade özgürlüğü saydı. Ozan Güven isimli bir yurttaş 2016 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar skandalıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’na sponsor olan Turkcell’e tepki göstermişti. Yurttaş, sosyal medyada, “Pedofili destekçisi ve sansürcü Turkcell ile olan 16 yıllık sözleşmemi iptal ettirdim” paylaşımını yaparak GSM operatörünü değiştirdiğini duyurmuştu. Turkcell ise 24 Ekim 2016’da kişilik haklarının zedelendiğini öne sürerek Güven aleyhine 10 bin liralık manevi tazminat davası açtı. İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Güven’in 500 TL manevi tazminat ödemesine hükmetti. Bu karar istinaf edilmesine rağmen değişmedi.

Bunun üzerine Ozan Güven, bu kararı avukatı Sevgi Kalan Güvercin aracılığıyla AYM’ye taşıdı. AYM, 3’e karşı 7 oyla aldığı kararda Güven’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini saptadı. AYM, Güven’e 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.

“İLGİLİ HABERLERİN TEKZİBİ NİTELİĞİNDE HERHANGİ BİR İFADEYE YER VERMEMİŞTİR”

Kararda, Turkcell’in söz konusu haberlerin tekzibine yönelik açıklama yapmadığı da şöyle ifade edildi:

“Öte yandan davacı Şirket, bahse konu haber ve iddialara cevaben kamuya açıklamada bulunmuştur. Davacı, söz konusu mali desteklerin eğitim bursu niteliğinde olduğunu ve herhangi bir vakfı, derneği veya sivil toplum kuruluşunu desteklemekten ziyade öğrencilerin eğitimi için verildiğini belirtmiş olup bunun dışında ilgili haberlerin tekzibi niteliğinde herhangi bir ifadeye yer vermemiştir (bkz. § 9). Bu yönüyle davacının hakkındaki iddialara nasıl cevap verileceğini bildiği ve telekomünikasyon alanında faaliyet göstermesi nedeniyle de konu ticari itibarın korunması olduğunda daha avantajlı bir konuma sahip olduğu tartışmasızdır. Dolayısıyla davacının kendisine yönelen bu nitelikteki eleştirilere herhangi bir kimseye göre katlanma yükümlülüğü daha fazladır.”

AYM’nin kararı Selahaddin Menteş, Muhterem İnce ve Yıldız Seferinoğlu’nun karşı oyları nedeniyle oy çokluğuyla kabul edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir