Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Belediyeler, ideolojik saplantılar içinde olanların ideolojilerine araç yapacakları bir kurum değildir. Halkın huzurunu bozmaya çalışanlara lojistik destek veren kurumlar da değildir. Belediyelerin görevi halka hizmettir.” dedi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Van’daki Beşyol Meydanı’nda düzenlenen miting öncesinde yaptığı konuşmada, geçmişte bu bölgede yaşananları herkesin çok iyi bildiğini söyledi.
Son 20 yılda bölgeye yapılan yatırımlar ve hizmetlerin hiçbir dönemle kıyas edilmeyecek kadar fazla olduğunu belirten Yılmaz, hiçbir dönemde olmadığı kadar temel hak ve özgürlüklerle demokrasi konusunda adımlar atıldığını, reformlar yapıldığını vurguladı.
Bütün bunların hem bugünün ihtiyaçlarını karşılamak hem de geçmiş yılların ihmallerini gidermek için yapıldığını anlatan Yılmaz, “Bu da rastgele yapılmadı. Bunun arkasında bir zihniyet var. Bu zihniyet Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti’nin zihniyetidir. ‘Batıda ne varsa doğuda da o olacak’ diyen bir anlayışın sonucudur. Bu anlayışladır ki son 20 yılda bölgemize çok şeyler yapıldı. Bunları en iyi bilenlerden biri benim. Çünkü 7 yıldan fazla Kalkınma Bakanlığı yaptım ve en çok bu bölgelere gelip gittim.” diye konuştu.
Van’da 2011’de, geçen yıl da 11 ili, 14 milyon insanı etkileyen depremlerin yaşandığını anımsatan Yılmaz, depremin ne olduğunu en iyi bilen illerden birinin Van olduğunu belirtti.
Van’da on binlerce konut inşa ettiklerini aktaran Yılmaz, “Çok iyi hatırlıyorum 2011 yılının sonunda Sayın Cumhurbaşkanı’mız talimat verdi, “Bütün kalan ödeneği Van’a vereceksiniz. Van’ı yeniden inşa etmemiz lazım’ dedi. Üniversitemizi neredeyse yeniden kurduk. On binlerce konut. Sadece altyapıyla kalmıyor, içme suyuna varıncaya kadar yaptık. Normalde belediyenin göreviydi o dönem belediye de başka bir partideydi ama buna bakmadık, Van’ın ihtiyacıdır dedik ve içme suyunu DSİ aracılığıyla hallettik. Deprem döneminde yaptıklarımızı Vanlılar unutmadılar her zaman karşılığını gösterdiler. Geçen seçimlerde de Sayın Cumhurbaşkanı’mıza, AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“20 yılda Türkiye’nin ekonomisini yılda ortalama 5,6 hızla büyütmüşüz”
“Mayıs ayında siz o tavrı göstermeseydiniz Allah korusun karşı taraf kazanmış olsaydı neler olabileceğini sizlerin takdirine sunuyorum.” diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Seçimden sonra gizli bir takım anlaşmalar ortaya çıktı. Bir tarafta bambaşka bir ideolojik parti, diğer tarafta onun tam zıttı bir parti, hepsi oturmuşlar aralarında anlaşma yapmışlar. Nedir amaçları, ülkeyi yönetmek değil, yıkmak. Mevcut hükümeti yıkmak, Recep Tayyip Erdoğan’ı göndermek. Peki ne olacak, siz ne yapacaksınız. Ortada bir şey yok. Ehli insaf bazı muhalefetten kişiler bile seçimden sonra ‘İyi iki kazanmamışız’ dediler. Seçimden sonraki vaziyeti görünce, ‘İyi ki bize bu halk oy vermemiş’ dediler. Aziz milletimizden Allah razı olsun. Türkiye’nin istikrarına sahip çıktınız. Siyasi istikrar yoksa ekonomik istikrar da olmuyor. 20 yılda Türkiye’nin ekonomisini yılda ortalama 5,6 hızla büyütmüşüz. Aynı süreçte dünyadaki büyüme 3,6 olmuş. Dünyadan her yıl 1,8 puan daha yüksek büyümüşüz. Bunu işte bu istikrarla, güçlü liderimizle, ehliyetli kadrolarımızla başardık. Türkiye son 20 yılda içeride ve dışarıda çok daha güçlü bir hale geldiyse, bir taraftan terörün belini kırarken, diğer taraftan dünyada çok daha saygın etkin güç haline geldiyse bunu siyasi istikrarla güvenle başardı.”
Dünyanın zor bir dönemde olduğunu ve ekonomik sıkıntıların yaşandığını dile getiren Yılmaz, “Bir taraftan depremi yaşıyoruz. Bir taraftan kuzeyimizde, güneyimizde savaşlar var. Gazze’de hepimizin içini yakan manzaralar var. Zor bir dönemdeyiz ama buna rağmen güçlü şekilde yolumuza devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızla, ehliyetli kadrolarımızla Türkiye Yüzyılı’nı adım adım inşa ediyoruz. Van’dan Türkiye Yüzyılı’na büyük bir destek veriyor muyuz? Bunun için kararlı mıyız?” dedi.
“Enflasyonda 2026’ya ulaştığımızda yeniden tek haneye dönmüş olacağız”
Büyümede, ihracatta, turizmde, reel ekonomide, istihdamda başarılı oldukları gibi enflasyonun da belini kıracaklarını belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda önceliğimiz bu. Vatandaşımızın derdi, sıkıntısı neyse o dert bizim de derdimizdir, bizim de sıkıntımızdır. Bu nedenle her zaman önceliğini milletin belirlediği bir parti olarak, enflasyonu öncelikli hale getirmiş durumdayız. Ama takdir edersiniz ki bu mücadele zaman isteyen bir mücadele. Aşama aşama göreceksiniz, enflasyonu düşüreceğiz. Bu yılın ikinci yarısında belirgin bir düşüş olacak. Gelecek yıl bu düşüş hızlanacak. 2026’ya ulaştığımızda ise yeniden tek haneye dönmüş olacağız. Bu süreçte de özellikle çalışanlarımızın, emeklilerimizin, geniş toplumsal kesimlerin hakkını, hukukunu sonuna kadar koruyoruz. Depreme, dünyanın ekonomik şartlarına rağmen bütçemizi sonuna kadar zorlayarak emeklilerimizin, çalışanlarımızın yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde ekonomimiz istikrar içinde büyüdükçe, geliştikçe bunun nimetlerini tüm topluma yayacağız. Bizim adımız Adalet ve Kalkınma Partisi. Adımızın ilk kavramı adalet. Dolayısıyla bir taraftan büyürken bir taraftan da sosyal adaleti en güçlü şekilde hayata geçireceğiz. Bizim arkamızda uluslararası güç odakları, karanlık çevreler, bu bölge için emperyalist planlar yapan bir takım güç odakları yok. Bizim arkamızda siz varsınız, aziz milletimiz var. Sizin destekleriniz olmasa biz bu işleri nasıl yapardık.”
“Belediye, kişilere şan, şöhret kazandırma yeri değildir”
Abdulahat Arvas’ın Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu belirten Yılmaz, Arvas’ın seçilmesi durumunda Van’a bambaşka hizmetlerin geleceğini, merkezi hükümet olarak gönül birliği içinde el birliğiyle Van’a hizmet edeceklerini söyledi.
Her zaman “gerçek belediyecilik” dediklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Belediye, kişilere şan şöhret kazandırma yeri değildir. Belediye, belediye başkanlarının reklam kurumu değildir. Belediyeler halka hizmet etmek için vardır. Belediyeler, ideolojik saplantılar içinde olanların ideolojilerine araç yapacakları bir kurum değildir. Halkın huzurunu bozmaya çalışanlara lojistik destek veren kurumlar da değildir. Belediyelerin görevi halka hizmettir. Sağlıklı içme suyuna erişim, parklar, yeşil alanlar, sağlıklı konutlar, dirençli şehirler, belediyeler bunları oluşturmalı. Belediyenin görevi, iyi bir yaşam ortamı oluşturmak, diğer yandan iyi bir yatırım ve iş ortamı oluşturmak. Ben buna ‘ekonomik belediyecilik’ diyorum. Özellikle gençlere sesleniyorum, belediyelerimiz hizmet ederse, altyapılar oluşturursa, iş dünyasıyla güçlü diyalog içinde hizmetlerini yaparsa yerel kalkınma olur. Yerel kalkınma olunca gençler için yeni iş imkanları olur.”
Van’a büyük yatırımlar yaptıklarını, 800 yataklı hastane inşa ettiklerini anlatan Yılmaz, “Sadece bu projemiz 8 milyar tutarında. Hakkari-Van yolunu inşa ediyoruz. Çevre yolunu yapıyoruz. Üniversitemizi geliştiriyoruz. Bunlara devam edeceğiz. Şu anda yatırım programımızda merkezi idare olarak 50 milyar liranın üzerinde bir proje stokunu hayata geçiriyoruz. Okullarıyla, hastaneleriyle, göletleriyle her alanda yatırım yapıyoruz. Bundan sonra da yapacağız. Bizim için bundan sonra istihdam önemli.” diye konuştu.
“Demokrasinin de kalkınmanın da düşmanı terördür”
Terörün en fazla bu bölgeye, bu bölgede yaşayan insanlara zarar verdiğini vurgulayan Yılmaz, terörden dolayı bölgeye turist, yatırımcı ve nitelikli elemanın gelmediğini, parası, sermayesi olan bir takım insanların da başka yerlere göç etmek zorunda kaldığını hatırlattı.
Şu anda bölgede büyük bir huzur ortamının hakim olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Huzur ortamından en büyük faydayı bu bölgelerimiz görüyor. Yıkıcı etkiler kısa zaman alıyor, yapıcı etkiler ise zaman istiyor ama bu huzur ortamında bambaşka bir Van oluşacak. Demokrasinin de kalkınmanın da düşmanı terördür. Terörün olduğu yerde ne demokrasi ne de kalkınma olur. Huzur ve güvenin olduğu yerde demokrasi de hak ve hürriyetler de ekonomik kalkınma da istihdam da olur. Bunu savunuyoruz ve bunun arkasında sonuna kadar durmaya devam edeceğiz. Demokratik standartlarımızı yükseltmeye devam edeceğiz. Varsa halkımızın şikayetleri, onlar bizim sorunlarımızdır. Vatandaşlarımızla konuşmak için başka kesimlere ihtiyaç duymuyoruz. Bütün vatandaşlar bizim baş tacımızdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir vatandaşımız bizim için azizdir, muteberdir, başımızın üstünde yeri vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük riskleri göze alarak geçmiş vesayetçi yapılarla mücadele ettiğini dile getiren Yılmaz, “Bir taraftan eski vesayetlerle bir taraftan yeni vesayet türleriyle, hepsini tek tek kırarak bugün milli iradeyi hakim hale getirdi. Bu vesayetleri ortadan kaldırdığı için Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ve ekibine şükran duyuyoruz. Şimdi yolumuza devam ediyoruz. Yüz yıllık bir Cumhuriyeti’miz var. Yeni dönemde ne diyoruz, Türkiye Yüzyılı diyoruz. Bu yüzyıl daha farklı olacak. Bir takım emperyalist güçlerin Orta Doğu’da, bölgemizde bizi bölmeye, parçalamaya çalışmalarına müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bu milletin birliğini, beraberliğini kardeşliğini hiç kimse bozmayı başaramadı bundan sonra da başaramayacak. 81 il 85 milyon tek yürek olarak Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Kafaları karıştırmaya, insanları birbirine düşürmeye çalışanların olduğunu ama bu oyunlara gelmediklerini, her zamankinden daha güçlü olacaklarını ifade eden Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Sadece kendi insanlarımıza sahip çıkmak için değil, dünyadaki tüm mazlumlara sahip çıkmak için çok daha güçlü olacağız inşallah. Gelecek bugünden çok daha müreffeh olacak. Bu nedenle 31 Mart önemli. 31 Mart’ta sizlerin vereceği destekle, yerel ve genel el birliğiyle Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceğiz. Sizlerden desteğinizi istiyoruz. Az süremiz kaldı. Bu sürede kapı kapı dolaşacak mıyız? Dokunulmadık gönül bırakmayacağız inşallah. Hem hizmetlerimizi hem zihniyetimizi anlatacağız. Bugün sahilde yapılan çalışmaları, mesire alanlarını gördüm. Açıldığı zaman sahil muazzam bir güzelliğe kavuşacak. Laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyanlardan Allah razı olsun. Yeterince ideolojik çatışmalar yaşandı. Bizim bunlara ihtiyacımız yok. Bizim daha çok demokrasiye, ekonomiye, kalkınmaya ihtiyacımız var. Eser ve hizmet siyasetine ihtiyacımız var. İnşallah 31 Mart’ta eser ve hizmet siyasetinde Van’ın damgasını vuracağı bir seçim olacaktır.”