22 Şubat 2025

Güncel Haber Sitesi

Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Teknoloji Haber Sitesi

Sevgi eşit olmayınca

Usta sinemacı Mike Leigh’nin imzasını taşıyan “Hard Truths/Acı Gerçekler” sevgisizlik ve aile dinamikleri üzerine etkileyici bir dram.

MÜJDE IŞIL- 80’lik delikanlı sinemacılardan Mike Leigh, insanlığın doğasına dair derin gözlemlerini film karakterlerinde yansıtmaya devam ediyor. Kökeni pandemi dönemine dayanan “Hard Truths/Acı Gerçekler” Leigh’nin özel dokunuşlarını hissettiğimiz, daha doğrusu ‘Ancak Leigh böyle bir karakter yaratabilir’ diyebileceğimiz bir dram.

Filmde Pansy adlı agresif ve huysuz bir kadını takip ediyoruz. Kocasını, oğlunu, kardeşini, mağaza çalışanını yani yakınında ya da uzağında kim varsa herkesi azarlayan, en ufak bir sözden olumsuzluk çıkaran, yaşamı eziyet hâline getirmiş bir kişilik. Kız kardeşi Chantelle ise kızlarıyla birlikte şen şakrak bir bakış açısına sahip. Pansy ile Chantelle’in neden bu kadar farklı karakterlere sahip olduğunu uzun süre anlayamıyoruz. Ta ki mezarlık ziyaretine kadar…

Orta yaş hâlleri

Mike Leigh sevgisizliğin iki kardeşte nasıl sonuçlar yarattığını anlatıyor bize filminde. Annesinden baskı gören Pansy ile annesini sevgiyle yad eden Chantelle’in orta yaşa geldiklerindeki ruh hâlleri, sorunlarla baş etme şekillerinde belirleyici oluyor. Pansy’nin kendisinin bir sorun hâline gelmiş olması ise Leigh’nin bize işaret ettiği nokta. Senaryoyla ilgili yapılacak başlıca eleştiri, Leigh’nin tekrarlara düşmesi, anne hesaplaşmasını kısacık bir bölüme sıkıştırıp detayları esirgemesi olsa da Pansy karakterinde zoru başarıyor: Huysuz, negatif bir kişilikten seyirciye nefretlik bir zemin yaratmıyor. Sevilmediği için kendini de sevememiş bir kadının kendini mahkûm ettiği cehenneme ortak ediyor hepimizi. Pansy içine attığından daha fazlasını çevresine yansıtıyor; alev alıyor ve yakıyor. Leigh de filmde ebeveynliğin sevgisi eşit olmadığında ortaya çıkan sonucu, hem karakterini hem seyirciyi yaralayarak anlatıyor.

Leigh’nin başyapıtı “Secrets and Lies/Sırlar ve Yalanlar”da rol almış Marianne Jean-Baptiste, Pansy karakterinde yine muhteşem. “Sırlar ve Yalanlar”da yakın arkadaşını oynayan Michele Austin bu sefer kardeş Chantelle rolünde.

Bir seçim komedisi

“Hava Muhalefeti”nin ardından siyasi mizaha odaklanan bir film vizyonda. ‘Modern bir ‘Zübük’ komedisi’ olarak nitelenen “Oy’una Geldik”, yerel seçim etrafından gelişen bir hikâye getiriyor perdeye. Yönetmen koltuğunda Kazım Öz oturuyor. Senaryosunu Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün kaleme aldığı film, siyaset ve belediye ilişkilerini mizahi bir dille anlatıyor. Çekimleri Tunceli’nin Ovacık ilçesinde tamamlanan yapımda, yerel halk ve belediye başkanları da rol alıyor. Film, seçimden hemen önce hapisten çıkan Şilan’ın, bir yönetmenin arabasına otostop çekmesiyle başlıyor ve iktidar partisinin adayı Hıdır Diri’nin belediye başkanı seçilmesi sonrası yaşanan olayları anlatıyor. Rant kavgaları, siyasi baskılar ve halkın beklentileri üzerinden Türkiye’deki yerel yönetimlerin işleyişine esprili bir bakış sunuyor. Gelirinin önemli bir kısmı Munzur’un ve hayvanların korunmasına aktarılacak olan filmin başrolünde ise usta sanatçı İlyas Salman var.