NATO’ya üye olmak isteyen İsveç, bir yandan teröre kol kanat gererken diğer yandan İslam düşmanlığının merkezi konumunda bulunuyor. Ülkede ‘demokrasi ve özgürlük’ kılıfında PKK’lılar ve FETÖ’cüler cirit atıyor. PKK’lılara vatandaşlık vererek koruma altına alan İsveç, Kur’an yakmadan cami kundaklamaya kadar İslam karşıtı eylemlerin de aktif destekçisi durumunda.
İsveç, FETÖ’nün kritik isimlerine sığınak oldu. Örgütün pek çok önemli ismi, ülkede Türkiye aleyhine faaliyet yürütüyor. Hatta İsveç’in iç politikasını etkileyebilecek girişimlerde bulunuyor. Örgüt Avrupa’da internet üzerinden yayın yapan siteler açıyor. FETÖ üyeleri İsveç’te
yaşayan diğer firarilerle bir araya gelerek
Türkiye aleyhindeki ortak çalışmalara katılıyor. İltica taleplerine de olumlu cevap veriliyor.
FETÖ’cüler gibi bölücü terör örgütü PKK’lılar da İsveç’in koruması altında. İsveç’te PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin ofisi yer alıyor. Terör örgütü PKK’ya yakın isimler de İsveç medyasını istediği gibi kullanıyor. İsveç vekilleri de örgüte açıktan destek veriyor. PKK destekçileri Türkiye aleyhine eylemler gerçekleştiriyor ve İsveç hükümeti “Fikir özgürlüğü” ve “insan hakları” kisvesi altında bu eylemlere göz yumuyor. Bunun yanı sıra İsveç hükümeti örgüte her sene milyonlarca dolar yardımda bulunuyor.
İslam düşmanlığının kalbi haline gelen İsveç, fikir özgürlüğü kisvesinde, Kur’an yakma eylemlerine müsaade ediyor. Geçtiğimiz aylarda aşırı sağcı politikacılardan Rasmus Paludan, İsveç’te farklı tarihlerde defalarca kez, polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakma eylemi gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde ise Stockholm Camii önüne geniş polis koruması altında gelen Irak asıllı Salwan Momika, Kur’an-ı Kerim’i yere atıp üzerine basarak İslam’a hakaret içeren sözler sarf etti mushafı ve ateşe verdi.
2020 yılında İsveç’te aşırı sağcı grup, Paludan’ı örnek alarak Kur’an-ı Kerim’i tekmelediği ve yaktığı görüntüleri sosyal medyada yayınladı. Olaya tepki gösteren Müslümanlar sokaklara döküldü. Fikir hürriyeti kisvesi altında Kur’an yakılmasına müsaade eden İsveç yönetimi, skandal eylemi protesto eden Müslümanlara izin vermedi. “İslam karşıtlığına dur de” sloganları atılan gösterilere İsveç polisi sert müdahalede bulundu.
Ülke genelinde Müslümanlara yönelik saldırılar kabul edilemez boyutlara ulaşırken, aşırı sağcılar çok sayıda camiyi kundakladı. Bazı camilere de gamalı haç çizildi. 2014 yılında, her ay bir olmak üzere totalde 12 caminin kundaklandığı kayıtlara geçti. Bu vakalardan en ciddi olanı, Eskilstuna kentinde yaşandı. Öğlen namazı saatinde, 15-20 kişinin bulunduğu sırada aşırı sağcı bir grup,
camiyi içine molotof fırlatarak ateşe verdi. Saldırıda cami kullanılamaz hale geldi.
Uluslararası raporlar da İsveç’te Hristiyanlardan sonra en büyük çoğunluk olan Müslümanların, ırkçılığa ve nefret suçlarına en fazla maruz kalan topluluk olduğunu teyit eden çalışmalar yayınladı. 2013 senesinde başörtülü hamile bir kadın, aşırı sağcı bir saldırgan tarafından darp edildi. Saldırgan kadının başörtüsünü yırtarken, kafasını defalarca kez arabaya vurdu. Bir hafta sonra aynı kadın birkaç kişi tarafından köşeye sıkıştırıldı ve bir kez daha feci şekilde darp edildi.
İsveç’te Müslüman çocuklar ailelerinden alıkonularak Çocuk Esirgeme Kurumu’na veriliyor. Ülkede ebeveyne haber vermeden çocukların alı konulmasına olanak tanıyan yasalar mevcut. İsveç’teki Müslüman aileler, çocuklarının kendilerine bir uyarı yapılmadan okul çıkışı kaçırıldığını ve çocuk esirgeme kurumlarına verildiğini ifade ediyor. Alıkonulan çocuklar, kısa zaman sonra Hristiyan ailelere evlatlık veriliyor.
